Hayatta zorlandığımız anlarda içimizde yükselen o tanıdık ses:
“Bu hep benim başıma geliyor…”
“Kimse beni anlamıyor…”
“Ne yaparsam yapayım, değişmeyecek…”
Bu sesin adı: Kendine Acıma.
Ve çoğu zaman fark etmeden ruh sağlığımızı derinden etkileyen bir duygusal tuzaktır.
🎥 Bu videoda, kendine acıma duygusunun ruh sağlığımıza olan etkilerini detaylıca ele alıyorum. Neden oluşur, hangi düşünce kalıplarıyla beslenir ve en önemlisi: Bu döngüden nasıl çıkabiliriz?
👉 İzlemek için tıklayın:
Kendine Acıma Nedir?
Kendine acıma; kişinin başına gelen olumsuzluklarda kurban rolünü benimsemesi, hayatın karşısında çaresizlik hissine kapılmasıdır. Bu duygu, kısa vadede rahatlatıcı gibi görünse de, uzun vadede bireyin öz saygısını zedeler, ilişkilerini yıpratır ve içsel gücünü törpüler.
Ruh Sağlığı Üzerindeki 3 Önemli Etkisi
1. Gerçeklikten Kopuş
Kendine acıma hali, olaylara objektif bakma yetimizi zayıflatır. Bizi sürekli “mağdur” gören bir bakış açısına hapseder.
2. İçsel Diyaloğun Zehirlenmesi
“Ben zaten yetersizim, kimse beni anlamıyor” gibi düşünceler zihni sarar. Bu negatif iç ses, zamanla depresif duyguları tetikleyebilir.
3. İleriye Yönelik Adım Atamama
Kendine acıyan bireyler, genellikle harekete geçmekte zorlanır. Bu da özgüvenin azalmasına ve hayatta “takılı kalmışlık” hissine yol açar.
Kendine Acımaktan Kabul ve Şefkate
Peki bu duygudan nasıl çıkılır?
İlk adım: Kendine acımak yerine, kendine şefkat göstermek.
Kendimize karşı merhametli olmak, hatalarımıza alan açmak, ama aynı zamanda sorumluluk alarak ilerlemeyi seçmek…
Bu videoda şunları bulacaksınız:
- Kendine acımanın kökenleri
- Bizi bu döngüye hapseden düşünce kalıpları
- Sağlıklı bir içsel konuşma nasıl geliştirilir?
- Kendine şefkatin iyileştirici gücü
💭 Zor zamanlar insan olmanın bir parçası. Ama bu süreçte kendini suçlamadan, kurban rolüne girmeden, içsel gücünü yeniden inşa edebilirsin. Çünkü sen, sandığından daha güçlüsün.
💬 Videoyu izledikten sonra düşüncelerini yorumlarda paylaşabilir, bu yazıyı kendine dönmek isteyen bir yakınınızla paylaşabilirsin.
